İstanbul'daki ilk durağım, sevdiğim yer, aşık olduğum mekan, huzur bulduğum, mutlu olduğum bir avlu; Küçük Ayasofya. Oradan ayrılmayı, geri dönmeyi, gitmeyi hiç istemem, ayaklarım hep geri geri gider ve ben yine de giderim...
Daha fazla yazmak, anlatmak isterdim ama fotoğraflara bakacağım sadece, tekrar gideceğim günü bekleyeceğim 'ah' çeke çeke...
Bakın kiminle tanıştık, sadece sevgi isteyen bir kedicik. Kardeşim Yasin ile bakışmalarına bakın :)
Sabahın erken saatinde damlayınca ben, açık atölye bulamadım pek. Ama İstanbul yazmacısı Tahsin bey işinin başındaydı, bizde müze gezer gibi gezdik atölyesini. Sonra avlu canlandı zaten, kaç tur attım bilmem...
Çok güzel ve değerli parçalar bulduk. Orada her şey doğal, özelliklede insanlar. Benim en çok aradığım şey...
Babasının sarı pisiği, annesinin büğüyemeyen kızı. Eşinin tatlı, daha çok baş belası ve meleklerinin sabırsız annesi.
Bir çok şehir eskiten ve en nihayetinde ait olduğu yere dönen. Sessizliği, gecenin bereketini ve kedileri çok seven.
Asıl mesleği stilistlik olan ama ev hanımı moduna çabuk alışan, fotoğraf çekmeden duramayan, güneşsiz ve çiçeksiz yaşayamayan, hayatı fazlasıyla seven, Hello Kitty hayranı bir Çerkez kızı...
6 yorum:
fotograflar harika !!! bayildim :)
merhaba ,
k.ayasofyanın tadını alan bır daha bırakamıyor degıl mı :)
Tatli tutkum; Tesekkür ederim, mekan güzel olunca :)
Öznesi gizli; Merhaba, Aynen öyle, ya hiç ya hep :)
yazında ayrı bir güzel olur , kısmet olursa birgün güzel birer çay eşliğinde halleşiriz belki :)
Çok güzel fotoğraflar çekmişssiniz daha önce hiç gitmedim bir gidesim geldi böyle yerleri bende çok severim :)
Öznesi gizli; Çok daha güzel hemde :) Dünya küçük olur mu olur...
Büşra Can; Teşekkürler, güzel olan mekan, oradaki insanlar, bana çekmek kaldı. Mutlaka gidin derim :)
Yorum Gönder