Biraz sonra evlerin ışıkları yanacak,
Karanlık bir köşede durup dikileceğim.
Pencereden bakanlar beni heykel sanacak,
'Acaba heykel miyim!' diye irkileceğim.
(N. Genç)
Akşam şiiri...
Çok şey yazmak isterdim aslında ama hayat size çok düşünüp az söylemeniz gerektiğini öğretiyor...
Hayat bu çiçekler gibi aslında. Canlı olan gül güzeli, aslında en güzeli ama solacak. Renkli ve daha güzel olan cansız. Ama o hep var olacak, hak ve haksızlık, gerçek ve yalan, mutluluk ve mutsuzluk gibi, dahası acı ve sızı gibi...
Hayata bazen adaletsiz deriz, Allah'ın adaleti tecelli edincede utanırız. Unutur yine boşluğa düşeriz, şükürsüzlüğün isyanı tokat gibi yüzümüze çarpar ve açarız gözlerimizi. Peki ya kapatırken ne olacak halimiz ?
Her şeye rağmen gerçek kalmalı ve solmayı mı göze almalı ? Yoksa dıştan ışıldayıp içindekileri mi soldurmalı, söndürmeli ?
...
Akşam çökerken bile güneş gibi doğabilen insan sayısı çok azdır. Onlardan biri olamıyorsa insan asalet ile, sessizce izleyip ibret alabilmeli...
Her ne yaşanıyorsa, aslında hepsi Allah'ın emrinde. Bu yüzden ümitli olmalı çünkü o şifadır. Ümit ışığı hiç sönmesin ve herkesin evine güneş doğsun. En karanlık akşamda bile...
(Denediğim, beğendğim tarifler ile bir kaç gün sonra görüşmek üzere. Dua ile)
6 yorum:
Ne kadar içten ve güzel bir yazı olmuş!
Şükür;
Ne güzel vazife.
Sevgiyle.
eyvallah....
çok hos olmus senin gibi canim
Ne güzel dilekler. Amin demek istiyorum :)
Eyvallah... AMİN.....
Fotoğraflar harika, şiir ve yazıda çok etkileyici.
Yüreğine sağlık.
Yorum Gönder